Turkish wedding

Aksam arkadasin dugunune gitmistik Hilton Dartford'da. Zavalli garsonlarin daha once bir Turkiye dugunu gordugunu HIc sanmiyorum. Zira servis sonrasi kapinin onunde dizilip oynayanlara bakarken suratlarindaki o ifade bellegime adeta bir DAMGA gibi basildi.

Kiroluk testi - 2

Nobel Edebiyat odulu disinda 3 tane Edebiyat odulu sayabilen insan kiro olamaz.

Kiroluk Testi: Modern cagin vazgecilmez gerekliligi

Biriyle mi tanistiniz?
Onunla daha fazla zaman harcamadan once kiro olup olmadigini mi ogrenmek istiyorsunuz?

Basimiza tas yagacak dev bir hizmetle size kiroluk  testleri sunuyor.

Test edeceginiz kisiden, derin bir nefes alip bos bir kagida hicbir yere bakmadan Sekspir yazmasini isteyin.
Shakespeare yazamiyorsa, kirodur.
Yazabiliyorsa, degil.

Sevgi ile kalin.

Ulkemiz

Ulkemizin 3 tarafi yobazlarla cevrilidir
Hepsi yerli mali, yurdun mali
Hepsi turfanda.
Hala akli basinda insan kaldiysa da,
gordugum kadariyla hepsi depresyonda.

Ampulsuzluk ozleminde kitleler
ama bir ise yaramiyor
herkes kendi etiketine sahip
baskasininkini kesinlikle begenmiyor.

Hani Turk'un gucu
Sarkilar soylerdik ya biz, ortaokulda
celik gibi kollu, tunctan bilekli Turk hic yilar mi diye falan?
Ortaokul degil David Lynch filmiydi mubarek.
Dusunmeden yasardik
Yasamadan dusunmeye hazir oldugumuzu sanarak buyurduk.

Zaman gecti, degisen bir sey yok.
Senaryolar ayni
Isimler farkli
Biz buyuduk ve simdi basrolde: Curume var.

Gizli zevkler - 1

Boyle yazinca sanki seksli meksli bir seyler cikacak gibi oldu ama heveslenmeyin. Aseksuel blog burasi.
Ben Cambridge'de yasiyorum artik, dogal olarak popom haftanin her gunu bisiklet uzerinde. Boyle nehir yanindan asagi inerken icime pastoral pastoral bir sarki soyleme, turku cigirma istegi geliyor. Elimde degil. Gicik dogdum, gicik yasiyorum. Artik sen de Ferdi, Ben diyeyim Orhan, bisikletimin tepesinde, sarkimi soyleye soyleye cycle ediyorum. Cycle etmek. Evet.

Yani bir gun yolunuz Cambridge'den gecerse, o arabesk soyleyerek dolasan bisikletli manyak benim.Tanistigimiza da hic memnun olmadim.

Faideli bir grafikle yazimi sonlandiriyorum, esenlikler efenim.

Uncertainty'i lutfen 'Yabanci ulkede baska Turkle karsilasinca yasanan ulan selam versem mi hissi' olarak degistirelim.

MACERA

Evimizdeki doğalgaz alarmı sebepsiz yere ötüyordu; mutfakta hiç bir ekşın olmamasına rağmen birden ötmeye başlaması bu yüzden epey canımızı sıkmıştı. 
Fakat daha da kötüsü alarm susmuyordu. Takdir edersiniz ki gecenin bu saatinde pek de hoşumuza giden bir davranış sergilemiyordu alarm. Annem alarma bir ceza vermeye karar verdi, ona gününü göstermeliydi, bu alarm da artık çok fazla oluyordu. Tüm cengaverliği ve  "onun kablosunu keseyim de o zaman ötsün sıkıyorsa" sözleriyle eline tornavida ve penseyi aldığı gibi taburenin üstüne çıktı. Elektrikler falan hep varken kabloyu koparmak üzere penseye abandı tabiri caiz ise.
Ve pödöf.
Göz alıcı bir mini-havai fişek ile evin tüm ışıkları söndü. evet. Soğuk bir cumartesi gecesi saat 23.50 suları annemiz bir evin elektriğini ve dolayısı ile doğal gaz ile ısınma sistemini çökertmişti. 
Ardından, "sigorta atmıştır yea" iyimserliği ile sigorta paneline başvurduk. Gerçekten de atmıştı; fakat çözümü bu sigorta bize sunmadı. Bir kaç dakika süren karamsarlığın ardından annem aşağı inmeye ve orda başka daha yetkili sigortalar aramaya karar verdi. Neyseki tahmin edebileceginiz üzere apartman aşağısındaki sigorta ile durumu kurtardı.
Tam yukarı çıkmış ve elektrikler gelmişti ki, evin o uğursuz köşesinden "viiik" şeklinde bir ses gelmeye başladı.
Doğal gaz alarmı geri dönmüştü...
(korku filmi bitişi, DOĞAL GAZ AND THE ANNE 2 gelecek habercisi)

THE END.

HELÖ

http://www.duolingo.com şeklinde bir site buldum. Dil öğretiyor. Gamification'lar filan. "Eheh ne güzel şey" diye ilerlemeye başlıyorsun. Sonra bir bakmışsın az bir kaç bir şey öğrenmişsin.

Dil öğrenecekseniz güzel bir ortam. Tamamen bedava. Ayrıca dil seçenekleri de artıyor; gönüllü katkı sağlamak istiyorsanız yeni dersler açmak için başvuruda da bulunabiliyorsunuz. Mesela yakında Türkçe konusanlar için İngilizce dersleri açılacak; contributor arıyorlardı.

Bu kadar!

suyun kaynama noktası

Bize bunu senelerce öğrettiler ama -yıllardır kaynatırım- su kaynatırken bir kere bile kaç derecedir diye düşünmedim. Böyle de isyankar bir bünyem var.

canlı yayın sunucusu

Canlı yayın sunucularına acıyorum. Çişi falan gelemiyor reklam arasına kadar. Burnunu da karıştıramaz. Of....

Artık her gün, dandik de olsa bir şeyler çizmeye karar verdim. Çok tembelleştim çünkü; ve bu beni üzüyor. Yapabilecekken bişeyi yapamıyor olmak beni üzüyor. İsraf resmen.

Bir Değişik Felsefe

Efendim insanlığın aptallığının bir sınırı yok diye bir laf vardır ya bildiniz mi? Bazen onun doğru olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemin yukarıdaki resim ile çok bir alakası yok aslında. Sadece aklıma geldi. Niyetim bir elemanı olduğum insanlık kümesini aşağılamak falan da değil; yalın bir şekilde bunu belirtmekti.

Söylediklerimiz yalın bir şekilde sadece ağzımızdan dökülen kelimelerin anlamlarını anlatıp, çağrışım yapıldıkları taraflara çekilmeselerdi de gerçekten fena olmazdı. Zira iletişim bu anlamda oldukça boktan. "Ama ben onu demek istememiştim" cümlesine çok fazla ihtiyaç duyan bir insan olarak, iletişimin boktan olduğunu söyleme gereksinimi duydum.

Bundan sonra umutlarımı halaya bağladım. Mantık beni A'dan B'ye götürüyor. Halaydan daha fazlasını bekliyorum. İyi günler.

Kaybolmamanın sırrı

sana hayatta hiç kaybolmamanın sırrını söyleyeceğim
mutlu bir ilişkinin, herkesten iyi olmanın
biraz manyak olman lazım önce. çok düşünmeyeceksin.
lüzumu geldiğinde kullanacaksın beynini ki kıymeti bilinsin. senin de, onun da.

elinde çatal tuttuğunda etine de batır.
denizi olmayan şehirde yaşayamıyorsan boğularak ölmenin hayalini kur.
her cümlenin sonuna nokta koyarak çok kararlı olmaya çalış.
kıskanıyorsan açık açık söyle
söylemiyorsan da bir siktir git...

bazen

bazen özlediğim herkesi kitap yapıp okumak istiyorum

bazen herkesin çocukken tacize uğramış olduğunu anlayıp ne kadar çok sapık olduğuna ürperiyorum

bazen kendime bakıyorum aynada ve neden hiç yaşlanmayan bir kız gördüğümü soruyorum kendime

bazen de diyorum ki, internetler çok gelişti, herkes her yere yetişiyor artık maşallah. sonra bir dönüyorum ki asla HALA olamayacakmışım. bu gerçek beni yıkıyor, teyzelikle yetinmek zorundayız.

mesela dayı ya da amca da olamayacağım asla. sosyal sorumluluklarım oldukça kısıtlı. ve bıyığım da yok...

meröp artık buraya bak istiyorum, vakit ayır istiyorum.  sana sesleniyorum:
sıkıldıgımda girecek, minik logosu bookmark barımı senlendirecek yeni siteler istiyorum. bunlardan birisi burası olsun istiyorum. bir nevi 'aşk meyvesi' sadece meyve olacak ama bu. aşk olmasın, yani ensestliğe lüzüm yok.

Sunny Road

Emiliana Torrini - Sunny Road dinliyorum bu aralar, mutlu depresiflikte bir şarkı insan biraz huzurlu biraz da üzgün oluyor dinleyince. ikisi birden nasıl oluyorsa, neyse güzel bir şarkı yani.
bugünlük söyleyeceklerim bu kadar. hı bir de skyrim var <3

Çat pat

konuşsam boyle herkese ne düşündüğümü dolandırmadan söylesem, bunu sırf ben değil herkes yapsa dünya çok mu kaotik bir yer olur?

yaşlı bir amca gibi

çemkiriyorum

BU ÜLKE ADAM OLMAZ.

bana

ulu önder densin istiyorum
hadi bana ulu önder diyin..

ve artık düz bişey?

 tavşanları seviyorum çünkü kedilerle seks yapmayı göze alacak kadar kalenderler. ayrıca bu sitenin görünümü değişti en basit temayı seçtik çünkü biz sade ve netiz... işte o kadar!

o zaman buranın tipini de degiştirelim. sana sesleniyorum merope, düz bişi istiyorum. ( arka plandan tasarımdan bahsederek soyledim bunu )